Hastane odasında, genç doktor Ayşe, hastası Mert’in ateşini ölçerken göz göze gelirler. “Durum ciddi,” der Ayşe, gülümseyerek, “Ama çaresi bende.” Mert şaşkın, “Ne yapacaksın?” diye sorar. Ayşe kapıyı kilitler, beyaz önlüğünü hafifçe aralar; altında dantelli iç çamaşırı. “Rahatlatırım,” der, diz çökerek. Mert’in pantolonunu indirir, sertleşmiş penisini avuçlar. Dilini yavaşça gezdirir, sonra ağzına alır, ritmik bir saksoyla başlar. Mert inler, elleri Ayşe’nin saçlarında. “Doktor, bu tedavi harika,” diye mırıldanır. Ayşe hızlanır, boğazına kadar alır; ıslak, tutkulu sesler odayı doldurur. Mert’in nefesi kesilir, zevkten titrer. Ayşe, son bir emişle Mert’i boşaltır; sıcaklık ağzına yayılır, yutar. “İyileştin,” der, gülerek. Mert nefes nefese, “Bu reçeteyi unutmam.” Yasak, ama ateşli bir tedavi anı biter.